HİÇ ZALİM DEĞİL BU KADINLAR

 

2fe232b6565a95f0d80c467ceb654650

Hiç zalim değil bu kadınlar.
Bakışlarıyla öldürmeyi bilmiyorlar.
Gözleriyle öldüremeyen,
dudaklarıyla diriltemez.
Öfkemi yangına çevirmeyene
kahretmeye bile değmez.
Gel ve beni heybetimden utandır.
Senin için kanımı döküp
canavara dönüşeyim.
Yanmasınlar diye
ateşimi sakınmaktan usandım.
Gel ve beni ateşimden utandır.
Ciğerimi zehrinle besleyip
cehenneme dönüşeyim.

ÂLİM VE ÂLEM

005e332b8b82386435f581ee7965b8db
Diyemem ki yaşadım
Belki de adım adım
Hep bir cevap aradım
Olmayan bir soruya
Üstüne bastım veya
Ondan bulamadım
Herneyse bunaldım
İncelmek istiyorum
Tenimi yudum yudum
İçip yok etmeliyim
Ne ayağım ne elim
Bir şeyim kalmayınca
Bir cevap olur anca
Varsızlık sualime
Varlığın bu âlime
Bir şükran borcu var
Zira o aynı duvar
İkimizi var eden
Çünkü bana bu beden
Kimden ki hediyedir
Sen şunu bil diyedir
Ben varım ki varsın
Ben usta sen duvarsın
Lakin diyor bana “Kim
Bu müddei vehim?
Var sanıyor kendini
Ne zerreler seni
Ne yıldızlar tanır
Sana kim inanır
Ben varım desen bile
Binbir desen ile
Kim düzmüşse âlemi
Yok inkarın âlemi
Bir ilmek de sana
Atmış anlasana
Ne var ise bir ipten
O ip seni var eden
Sen ancak bir nakışsın
Varlıktaki akışsın
Bırak artık feryadı
Var’ın senden muradı
Kendini bilmesidir
Bilişi iğnesidir
Canın ki ondan yanar
Var kendini sende var
Eder bu ıstırap ile
Bak şu yıldızlar bile
Parlıyor o bilişten
Tüm âlem bir işten
Bir hissedişten gelir
O kendine ‘Mutlak Bir’
Diyen ‘Bir’ daha der
Varlığa gelen her
Şey bu deyiştendir
Diyen ve işitendir.”
R. Elçi 28 Kasım 2016

ZALİM VE DEV

92193aea017ebfb36330d989692b9936
Haram bacakların tadı gibi acı
Günah kokan her şeyde şehvet
Yasak olan her şeyde arzu
İçtiğim küfür denizleri
Öfkem, heybetim, gururum
Baş döndüren gizemim
Her günahta ben,
Her günah benim.
Keskin bir hançer gibi
Bilenmişim.
Lanetim ne acı!
Ne acı gülümseyişim!
Çünkü benim saçlarım
Bile zehir ve soğuk
Zehir tadında sıcak
Laleler gibi şuh
Mermerler gibi ak
Ey şeytanın oğlu!
Yalan söylemeyi bırak
Baban gibi sen de
Şu acize bir bak
Ve bütün nefesinle
Haykır güçlü sesinle
De ki “Ben ateşten
Yaratılmış iken,
Kim bu karşımda
Korkudan titreyen
Çelimsiz yaratık?
Bir avuç çamurdan
Geriye kalmış artık.”
Bağır, son gücünle!
“Ben şeytanım
Şeytanım!” diye.
Bağır ki uzun yollardan
Sesini duyan olur.
Sadrını yarıp
Nefsine “Dur!”
“Dur artık!” der de
Bir çare bulur belki
Onulmaz derde.
Söyle!
Hangi ulvi fikirler
Başından uçup gitmedi?
Ne vakit bir zalim
Karşında gülümsedi
Geniş alevli sinen
Kabarıp genişledi
Koyu esmer ellerin
Pembe baldırlara,
Yorgun kızıl gözlerin
Kırmızı dudaklara
Uzan, uzan, uzandı da
Gölgen kadar yeri
Kavurdu alevlerin.
Ne kadrini bildin
Omzundaki heybenin
Ne hakkını verdin
Kolundaki zincirin
Seni semalar
Kendine çağırdı da
Sen yine özlem duydun
Karanlık ormanlara.
Durma git!
Madem yolun değil
Gümüş bedenler yolu
Savur alevden kılıcını
Kanlı ufuklara doğru
Kim soyunmuşsa kendinden
Yükselsin Mirâçlara
Sen siyah kanatlarını yay
Uçma ama!
Yeter ki görsün o sefil
Acısız yığınlar
Âdem’i yaratan Allah’ın
Daha ne hikmetleri var.
Kan ve öfke, kibir ve ateş
Kendi soluğuyla parlayan güneş
Gurur ve kudret, cüret ve alev
Şair ve âlim…
Zalim ve dev!

FETRET I

Huzur ve şüphe,
uzayan gölgeler işte,
putların sükûtu,
harplerin putu
paganların işi
dogmaların direnişi,
her yerde fetret
adım adım cinnet
lanet sana ey yumak
okuyup yine okumak
lanetli kitapları hep
ısınan sinirler sebep
midemin bulantısı
ve bir kan pıhtısı
beynimde toplanmış
varlık yalnız kanmış
bir kan pıhtısı yalnız
bütün varlığımız
peki sebep bu ıstıraba?
şu sevimsiz seraba
kimin haliyse neden
bu gece bitmeden
uyansın artık!

R. Elçi -Mart 2015

FETRET II

Donuklaşan bakışlar
can çekişen ışıklar,
karanlığın kuşatması,
bir yıldırım çarpması
kımıldayan mezarlar,
ve inleyen duvarlar…
Kilidi düşüren gölge,
inime dolan imge
parçalanmış cesetler
karışan istikametler
sessiz harflerin gecesi
sayıların bilmecesi
Hem bildiğimiz ne var?
Öyle korkunç acılar
kimse bir çare bulmaz
düşmanlara sorulmaz,
öyle büyük sorular
Geriye kalan ne var?
Yapayalnız düşünmek
Düşünen çocuk demek
Kırar oyuncaklarını
Bilse bulacaklarını
kalbine sokar hançeri
görmek için canına
can veren cevheri

R. Elçi – Mart 2015

FETRET III

FETRET III

Simsiyah kanatlar,
alev rengi atlar,
ölümü içen gözler,
“öl artık ” diyen her
yer karanlık ve yaslı.
Kaskatı ve paslı
esmer ellerim ile
dua etsem bile
sesimi kim duyacak;
karanlık ve uzak
yıldızlar mı?

Haşa bir şey var
Aramızda duvar
Alev almış idrak
Hiç durmayarak
Örüyor kafesini
Bilmiyor nefsini
Beni öldürüyor
İçimi dert bürüyor
Fakat niye varım?
Kendime duvarım
Belki de intihar
Sus hayır zinhar!
Bu hafif işkence
Böyle bir gence
Çok gelmiş olamaz
Başını kaldır biraz
Ve çatlayana dek
De ki “Direnecek,
canımı takıp dişime
ve düşüne düşüne
Öleceğim.”

R.Elçi -Nisan 2015

Bulamam Artık

BULAMAM ARTIK

Bir ağır işiten serçeyi düşün
Ve bir karınca şarkısı gülüşün

Duyamam duyamam artık

Düşün, münzeviyim menfada kışın
Meçhul ülkenin güneşi bakışın

Bakamam bakamam artık

Bir peri evinde tül gibi tenin
Ve sen ardındasın o tül perdenin

Bulamam bulamam artık

Yolcu