Kesilen Elbise

Bir zamanlar bir kraliçe varmış. Elbisesi çok uzunmuş. Ve bir şövalye varmış. Şövalye çok aptalmış. O kadar aptalmış ki kraliçenin kendisini beklediğini bile unutmuş. Kraliçe kızmış ve “Ne oluyor?” diye sormuş. “Aptal şövalye elbisenizin eteklerine bakmaktan gelemiyor” demişler. Kraliçe “Kesin” demiş. Aptal şövalye kendisini mutlu eden etekler kesilince çok ağlamış. Göz yaşları içerisinde sürekli kısalan elbiseyi takip etmiş. Kraliçe her seferinde “kesin, kesin” diyormuş. Sonunda aptal şövalye üzerinde incecik bir örtü kalan kraliçeyi görmüş. Göz yaşlarını silmiş ve “Ne kadar aptalmışım demiş.” Kraliçe de “Hem aptalsın hem de şişkosun” demiş. Gökten üç kasa elma düşmüş; birincisi aptalların, ikincisi şişkoların üçüncüsü de elbise kesilip duruyor diye ağlayanların başına…

Uyanması Gereken Adam

Rüyamda enteresan bir adamla tanıştım. Rüyasında bir şehir kurduğunu; bittiğinde orada yaşayacağını söyledi. Ne aşamada olduğunu sordum. Bana kanalizasyon sisteminin bitmek üzere olduğunu söyledi. Bir süre hiç bir şey demeden ona baktım, neden sonra rüyasındaki bir şehirde neden kanalizasyon sistemi kurduğunu sordum. Gece uyanmak zorunda kalmamak için dedi. Bu sefer daha uzun bir zaman sustum ve sadece yüzüne baktım. Ne düşünüyorsun diye sordu. Bence o sisteme güvenmemelisin dedim. Bu sözlerim onu kızdırmış olacak ki ne iş yaptığımı sordu. Romancı olduğumu söyledim. Sen de şehirler kuruyor musun diye sordu. “Evet” dedim. Bu şehirlerin kanalizasyon sistemi var mı diye sordu. “Evet” dedim. “Neden?” diye sordu. Kanalizasyon sistemi olmazsa karakterlerimin tuvalete gidemeyeceğini söyledim. Bir süre düşündükten sonra şöyle dedi: “Galiba ikimiz de aynı manyak herifin rüyasındayız ve galiba o manyak herifin bir an önce uyanması gerekiyor.”