Bir bebeğin kocaman gözleriyle, hayret, şaşkınlık ve hayranlıkla baktığı yerde olmak; henüz net olarak göremediği bir buğuya gülümsediğini bilmek güzel şeydir. Küçücük bir kızın, bir çiçeğin yaprağını, bir su damlasını, usul usul yürüyen bir böceği, sonsuz bir merakla seyredişini temaşa etmek güzel şeydir. Sabah sislerinden yükseklerde uyanıp, güneşin beyaz pamukları, kumaş boyayan kadınlar gibi kızıla kalbetmesini seyretmek güzeldir. İkindi güneşi, hışırdayan ağaçların arkasında parıltılar saçarken, rüzgâr çıplak ayaklarını okşarken, en tepelerde uçmaktan hoşlanan kuşların süzülüşünü seyretmek güzeldir. Soğuk kış gecelerinde, karlı yollarda saatlerce yürümek ve sonra sımsıcak suyun altında, kemiklerin çatırdarcasına uzanmak güzeldir. Bir zamanlar kalbini vermiş olduğun bütün kadınları aynı rüyanın içerisinde, kızıl bir ufka doğru, yan yana oturmuş, sohbet ederken görmek ve onların büyülü sözlerini dinleyerek uyanmak güzeldir. Bir rüya gibi güzel ve zarif kadınlar sevmiş olmak ve sevmiş olmaktan pişman olmamak ve onlar için ama her biri için hala dua edebiliyor olmak güzel şeydir. Bulutsuz gecelerde, hava ne kadar soğuk olursa olsun, boynun ne kadar ağrımış olursa olsun, bir teleskopun arkasında, Cenab-ı Hakk’ın ziynetlerini incelemek güzeldir. Bir sanat müzesinde, ürkek değil, bilmiş adımlarla yürümek, hiçbir suni ifadeye bürünmeden, bir dâhinin eseri önünde vecde gelmek, adına entelektüel denilen burjuva bilgelerini her ne konuda iddia sahibiyseler o konuda mağlup edebilmek güzeldir. Güçlü olmak, kararlı olmak, çalışmak, yorulmamak, herkes vazgeçip döndüğünde inat edip devam etmek güzeldir. Küçük adamların düşmanı, büyük adamların dostu olmak güzeldir. Kıskanılmak, nefret edilmek, imrenilmek, âşık olunmak fakat her hâlükârda saygı görmek güzeldir. Bir mağazadan içeri girdiğinde, tezgâhtarların kenara açılması ve sen bir şeyler seçip birbiriyle eşleştirirken hayran gözlerle takip ediyor olmaları güzel şeydir. Evet, bütün bunlar güzel şeylerdir.
Okkalı bir kahve, iyi sarılmış bir puro, koyu bir çikolata, güzel oyulmuş bir pipo, güçlü bir araba, hızlı bir motor… Bunlar bile güzeldir…
Hülyalı gözler, dalgalı saçlar, kavisli kaşlar, saten bir ten, karanfil parmaklar, kiraz dudaklar zaten güzeldir…
Zevk sahibi olmak, zevk vermeyi bilmek, hayattan zevk almak güzeldir. Güzel giyinmek, güzel konuşmak, güzel olmak, güzelden anlamak güzeldir. Lakin…
Lakin bütün bunları bir saniye düşünmeden arkamda bırakıp gidebilirim. Çünkü hepsinden öte, her şeyden öte bir haz var şu hayatta…
Sonsuzu düşünmek ve büyüklerin yazdıklarını okumak…
İşte bunlar bütün hazların üzerindedir ve kıyas kabul etmeleri mümkün değildir. Bu yüzden hayat bana ne sunarsa sunsun, yine de saatlerce sessiz, tek başına oturup kitaplarımla hülyalara dalmayı tercih ederim ben.